ızdırabımı s*keyim

 Son yazıyla bu yazı arasında yayınlanmamış 3 taslak yazısı var. Hayatı yaşama şeklim gibi. Kafamın içindekiyle ağzımın arasında söylenmemiş 6725346 taslak düşünce var.

Tüm duyduklarım, tüm gördüklerim, sevdiklerim, sevenlerim, yakınlarım, hayat, hayatım, benim olduğunu zannettiğim ama benim olmayan hayatım... Hepsi ama hepsi, bir bir, öyle anlamsız ki. Izdırap dolu. Öyle ızdırap dolu ki, hücrelerimde hissedebileceğim kadar. 

Duymak, görmek, bilmek, yaşamak, bu Tanrı'nın oyununun içinde olmak istemiyorum. Bana ait olmayan bu hayatı yaşamak istemiyorum. Gerçek isteklerimi hiçbir zaman yansıtamamış bu hayatın bana ait olduğuna inanmıyorum. Evrenin hiçliğini çözmüş kadar bilge hissederken kendimi, evrenin hiçliğinde kaybolmayı isteyecek kadar da acizim. Dünyanın ta kendisi, evrenin bir parçası, tanrının yansımasıyım. Peki hepsi bir gün son buluyorsa, bakın bu bahsettiğim son ölümden ibaret değil, benliğinizin yok olması, her şeyin karanlık olması bahsettiğim; hiçlik! Hepsi bir gün son buluyorsa ve hiçten ibaretse ne için, ne uğruna, hangi inançla yaşamaya devam edebilirim ki?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Papatya Falının Son Yaprağı

gülmekten ölmek

Düşüyorum