Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Teşekkürler Sergey Brin, Larry Page.

Resim
Kendimi bilişim eskiye dayanır yaşıma göre. Kendimi bildim bileli de ne yapıyorsam ''iyi yerlere gelmek'' içindi. Peki neydi iyi yerlere gelmek? Bana öğretilen iyi yerler benim için gerçekten iyi olan mıydı acaba? Ya bu kadar çok soru sormak, kafanın içinde, kendine... Olduğu anda kalabilecek miydi insan böyle yaşarken?  Peki ya ne içindi iyi yerlere gelmek? Tüm bunlar ne içindi? Kariyer basamakları, Eğitimler, Diplomalar, Bitmeyen eğitimler, Para, Ev, Arama, Marka kıyafetler, Daha çok para, Bilgi, Pazarlayacak bir şeyler, Daha çok bilgi, Daha çok insan, Daha çok kariyer, Daha çok eğitim, ... Sonsuz bir döngü, peki ya ne için hepsi? Ölmek için akıllım. Hepsini ardında bırakıp ölebilmek için. Ardında bırakacakların arttıkça korkutacak ölüm seni. Ardında bıraktıkların arttıkça zorlaşacak ölüm.  Bedenin çürüdüğünde, kül olduğunda, belki yeniden birilerine hayat verdiğinde senin o olmadığını anlayacak mısın? Senin sen olmadığını. Sen diye bir şey olmadığını. Yok olup gitmey
Hiç ''Seni Seviyorum'' demedi. Oysa ben her gün  beni sevdiğini  duydum, gördüm, hissettim.

depresif

Hayatın ta kendisi tarafından köşeye sıkıştırılmış hissediyorum. Hayatın ta kendisinden korkuyorum. Evdeki kutu kutu antidepresana içip, ardından ararsam açmayın tweeti atma düşüncesi geziyor aklımda bazı bazı.  Sonra diyorum ki; ''Saçmalama! Kimi arayacaksın? Kimin var ki?'' Yalnızlık kuytusuna sıkışmış hayatın önüme sunduklarını yaşıyorum. Neye ihtiyacım var? Bilmiyorum. Neden ağlıyorum? Neyim var, ne hissediyorum?  Yerini dolduramayacağım eksiklerin acısını çekmekten çok yoruldum. Kaçacak yerim de kalmadı artık. Kaçmak için ayağa kalkıp koştuğumda, ne yöne dönsem daha ilk adımımda duvara tosluyorum. Köşeye sıkıştım. Kaçmak istediğim de kendimim, kaçmaya çalıştığım da.  

mirabilis jalapa

Resim
          Kısa bir mesafeydi. Bitirene kadar yerde 4 farklı maske ile karşılaştım. Oğlum siz hayvan mısınız lan?  Tamam sinirlenmeden;      Bu rotayı cumartesi geceleri saat gece yarısına vururken yürümek.      Belli bir yere kadar geçtiğin ıssız sokaklar, etraftaki apartman dairelerinden gelen kahkahalarla inliyor. Sokak lambasının dans ettirdiği gölgen seslerin nerden geldiğini bulmaya çalışır gibi. Bir çok ışık açık, perdeler de. Bir çift insan yüksek apartmanların yüksek katlarından açık bir pencere önünde sohbet ediyor. Bir yerden bir kahkaha daha yükseliyor. Köşeyi dönerken bir çift ve bir köpek. Bir müzik sesi geliyor işlek olan bu sokakta. Tekel açık hala. Müzik şimdi daha işitilir halde. O göz doyuran kocaman rezidanslardan biri. Bir roman havası çalıyor, alkollü bir ses eşlik ediyor. Sağından gelen bu sese gülümsemeden geçemezken bir kıvrım daha geçip sokağın daha da kalabalıklaştığını görüyorsun.      ''Hadi Kalamış'ta 2 bira içelim''ciler, ''nerd