Hayatın üzerindeki bir yaraymışım gibi...
Yıldızlar kadar sevdiğim kalemime gidiyor ellerim, gözlerim yıldızlardayken. Alıyorum kalemi elime şöyle bi çevirip kalbimden sızanları kağıda dökmeye hazırlanıyorum öyle çok şey var ki içimde anlatacak hangi birinden başlayacağımı şaşırıyorum belki ya da hiç bir şey yok artık o yüzden bembeyaz hala satırlar. Sonra içimdeki boşluk dolduruyor kağıdı 'hadi' diyorum 'başla bir yerden bak yıldızlar da gidiyor ufukta aydınlık var onlar gitmeden doldur sayfaları...' Kalem yine dönmeye başlıyor elimde bir ses geliyor kalemin yere düşüşünden, cırcır böcekleri yavaş yavaş kesiyor seslerini. Birden uyandığım aydınlıkta sorgulamaya başlıyorum çocukluğumu, zaman birden oralara akmış gibi. Bir çocuğun en güvenilir varlığı nedir diyorum uçan kelebeğe. Uçup gidiyor rüzgarla savrula savrula peşinden bırakıyorum kendimi, hiç düşünmeden ardına düşüyorum. Koşuyorum, koşuyorum. Sonra papatyaların arasına düşüyorum dizlerim yine kanıyor ağlamak istiyorum, bir insanın en huzurlu ağlayış