Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Altı üstü markete çıkmıştım

Resim
Köşeyi döndüm, yokuşu çıkıyorum. Elimde alışveriş poşetleri, alnımda sıcağa isyan eden ter damlacıkları. Sağımdaki avludan gelen bir sese dönüyor kafam ''ınnn ateşşşş, ınnnn ateşşş'' diye tekrarlıyor minik iki dudak arasında çıkan ses. Bir çocuk üç tekerlekli bir bisikletin üstünde. Karşısındaki boş bisikletle savaşıyor.(Aynısından benimde vardı. Konfeksiyon işinin bütün yılgınlığını bilen annemin hediyesiydi.) Yıkıyordu yumurcak karşısındaki bisikleti, ''kazandımmm'' nidaları yükseliyordu ardımda bıraktığım avluda. Ah işte öğlen topunu kaçırdığı yerden alıp geri çıkamayan gözlüklü çocuk geçiyor önümden. Yine sağımda bir arkadaş grubu ufacık boylarıyla kocaman planlar yapıyordu o an. -Okul 14 eylül de açılıyor olum. -Tamam işte lan 13'te yaparız. ... Sonrası yok. Çünkü gözüm kulağım balkondaki minik mankende. Adeta minyatür bir bebek gibi. Annesi örmüş saçlarını iki yandan, uçları dağınık ve papatyalar var meliklerin ucunda. Yanakl

Yükümüz ağır, yolumuz uzun.

Resim
Her karışı çocukluğum kokan yolları geçiyorum şimdi. Başka bir şehirde olan kendi evime giderken büyüdüğüm şehirdeki o yokuşu görüyorum. İlkokul dedikleri adı üstünde ilklerin yaşandığı o yere her sabah sırtımda kendim kadar bir yükle gidişim şimdi gözümün önünde. Şimdi aynı yükle hayatımı kazanmak için geldiğim şehirdeyim. İkinci üniversite sevdası ya bir ton kitapla biniyorum otobüse. Sadece kitapların yükü değil sırtımda olan. Tek başına kazanılmaya çalışılan bir hayat var bu omuzlarda. Evet, 'herkes tek, herkes yalnız' dediğinizi duyar gibiyim. Bence de öyle herkes tek. Ama bir şey var ki herkes kendi kendini motive etmek zorunda değil. Yükünüz omuzlarınızdan kayarken arkanızda bunu görüp onu geri yerine iteleyecek birileri varsa, yükten ağrımış sırtınızı sıvazlayıp 'ben arkandayım, sana güveniyorum' diyen birileri varsa çok daha kolay o yükü omuzlamak. Bazılarımız var ki o yükü arkasındakinin üstüne atıp tüm destekçilerinin o ağırlığın altında ezilip yok olmasına

Ahirette cennet ayaklarımın altındayken, dünyada kadınlığım ayaklar altında.

Resim
Üç kız birlikte yaşıyoruz. Birimiz 22 diğer ikimiz yaşlarında. Bırakın evin kapısını odalarımızın kapısını bile kitleyerek uyuyoruz. Korkuyoruz evet çünkü Türkiye'de yaşıyoruz. Korkuyoruz çünkü Türkiye'de kadın olmak bunu gerektiriyor. Otobüsten inip eve gelene kadar koşar adımlarla geçiyoruz ıssız sokakları. Anahtarı otobüste çıkarıyoruz ki kapının önünde zaman kaybetmeyelim. Gözleriyle bile taciz etmeyi becerebilen o şeref yoksunları ile karşılaşmayalım. Bugünlerde yaşıtımız olan bir canın acısıyla suskun olmamız gerekirken bu acıyla açıldı dillerimiz. Ölüm cesareti getirdi, herkes başına gelenleri dillendirdi. Yaşadıklarımızdan daha beterini mi görmemiz gerekiyor yaşadıklarımızı anlatabilmemiz için. Neden cesur olamıyoruz? Bunları görmek mi gerekiyor konuşmak için. Susmasak? Hepimiz konuşsak mini etek giydiğimiz için suçlu taraf olacağımızı bilsek bile konuşsak, böylesi şeref yoksunlarının varlığını duyursak. Öfke dolu olduğumdan mı yoksa söy

Kusura bakmayınız.

Resim
Kusura bakmayınız ancak; Her gün neticenizi gezmeye götürüp temel ihtiyaçlarınızı (ve daha fazlasını) başkalarının (çoğu zaman ebeveynlerinizin) sayesinde karşıladığınız hayatlarınızda ''iyi değilim'', ''moralim çok bozuk'', ''hayat çok zor'' gibi serzenişlerde bulunmayın BANA. Özellikle de bana gelmeyin bu laflarla. Hiç mi çevrenize bakmıyorsunuz? Hiç mi sokağa çıkmıyorsunuz siz bu ülkede? Bir saat haber izleseniz yeter. İnsanlar aç, insanlar sokakta, insanlar ölüyor, insanlar tek başına hayatta kalmaya çalışıyor. Şükretmeyi öğrendiğinizde hayat çok kolay inanın.