Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Düşüyorum

 Bazı geceler ve bazı günler... Hiç kimsen olmaz. Ne bir kelime edebileceğin, ne başını yaslayabileceğin. Bazen sadece kendine sarılmak zorunda kalırsın. Ama eğer kendini unutacak kadar birine bağladıysan hayatını... İşte o zaman kendin bile kendini teselli edemediğinde, kendine sarılamadığında sadece boşlukta düşersin. Dipsiz bir kuyuya düşercesine, asla sonu gelmeyecekmişçesine. Çok denedim. İnsan bulmayı, insan olmayı. Kıymeti eşyalara, yok olacak olanlara değil bir insana vermeyi. Ne zaman çizgiyi aştım, ne zaman kendimden öte sevdim işte o zaman elimi tutan el yok oldu. İşte o zaman omuzlarımdaki tüm ağırlıkla , süratle düşerken sadece dibinin gelmesini ümit ettim. Binlerce kırıkla da olsa, binlerce yarayla da olsa bu düşüşün bir yerde son bulmasını istedim. Ve bir daha hiçbir eli tutmamayı... Eğer kendimin değilse. Sıralı cumalar... Düşüş cumaları... 02.09.2022 09.09.2022 17.09.2022 Cumartesi 05.08

gülmekten ölmek

Mayıs Şimdi. Geçmişini değiştirmek zor, şimdi. Sırtında taşımak da yük. Üstelik bu geçmiş senden bağımsız birçok dinamikle şekillenmiş. (Üff tamam bunun üstüne daha fazla hayıflanmayacaksın.) Bu geçmişi orada öylece bırakıp arkanı dönüp gidemezsin. Bunu bir yerde yaptın ve şimdi bir yerde bile değilsin. Geleceğine bakmaksa sadece soru işareti ve karanlık. Önünü aydınlatmadan ilerisini göremezsin. Senden başka kimse de sana ışık tutamaz. Sen istemezsen! NE?! Neden? Ayıp mı başkalarından yardım istemek? Saçmalık. Gönülden sevenler var, sevgi var. Bu kadar karanlık olamazsın ya da bu kadar gri. Sevmeye ve sevgiye tutunmaya devam et. İnan. Görmemiş olsan da, göremesen de, bir yerlerde olduğunu hissetmeye devam et. Bununla başladığında devam edecek. Materyalist olan şeyler de bunun ardından çözülecek. Tüm bunları yaparken şimdinin içinde olduğunu unutma. Yanında olmayanlar, olamayanlar, olmamasını tercih ettiklerin... Evet, olmamasını tercih ettiklerin. Şimdi; ''Yanımda olmadığı içi

İzleyici

Resim
        Hep aynı yerde duruyor gibi görünsem de kimsenin fark etmediği bir şeyi yapmayı hiç bırakmadım: İzlemeyi.       Yok yok öyle dikizci gibi değil. Yanlış düşünüyorsun. 5 duyu organınla izlemekten bahsediyorum.      Harekete geçmekten ve yapmaktan daha önemli olan bir şey; izlemek. Görmek, dinlemek, koklamak, dokunmak, en içten sezgilerinle hissetmek ve gözlemlemek. Fark etmek aslında. Yapmaktan çok daha önemli. Bir şeyi kendi bildiğin gibi, bir şekilde yapmak hızlı ve kolay. Sonuçları da hızlı ve kolay olduğu kadar. Ama bu sadece denemekten ibarettir. Fakat bir şeyi farklı şekillerde yapanı ve yapanları gözlemlemek, sezmek, anlamak, öğrenmek ve sindirmek ise... Tüm gözlemlerini kendi algı süzgecinden geçirmek... İşte bu deneme yanılma seferlerini ortadan kaldırıp; deneyenleri görüp sonra kendi yoğurt yiyişini oluşturmak. Hiçbir şey yapmıyorken bile bir şey yapmak.      Zannetmeyin ki bu;  herkesin dilinde pelesenk olan ''Ne yapmayacağını öğrenmek''tir. Bu; ne yapı