İzleyici

      

Hep aynı yerde duruyor gibi görünsem de kimsenin fark etmediği bir şeyi yapmayı hiç bırakmadım: İzlemeyi. 

    Yok yok öyle dikizci gibi değil. Yanlış düşünüyorsun. 5 duyu organınla izlemekten bahsediyorum.

    Harekete geçmekten ve yapmaktan daha önemli olan bir şey; izlemek. Görmek, dinlemek, koklamak, dokunmak, en içten sezgilerinle hissetmek ve gözlemlemek. Fark etmek aslında. Yapmaktan çok daha önemli. Bir şeyi kendi bildiğin gibi, bir şekilde yapmak hızlı ve kolay. Sonuçları da hızlı ve kolay olduğu kadar. Ama bu sadece denemekten ibarettir. Fakat bir şeyi farklı şekillerde yapanı ve yapanları gözlemlemek, sezmek, anlamak, öğrenmek ve sindirmek ise... Tüm gözlemlerini kendi algı süzgecinden geçirmek... İşte bu deneme yanılma seferlerini ortadan kaldırıp; deneyenleri görüp sonra kendi yoğurt yiyişini oluşturmak. Hiçbir şey yapmıyorken bile bir şey yapmak. 

    Zannetmeyin ki bu; herkesin dilinde pelesenk olan ''Ne yapmayacağını öğrenmek''tir. Bu; ne yapılmayacağını izlerken, ne yapıldığını da görmektir. Nasıl yapıldığını, kim tarafından hangi yolun kullanıldığını, o yolda hangi sapağa dönüldüğünü. Ve tüm yapılanlarda kendin için, kendine göre en iyileri birleştirip kendi yapışını sunmak zevki.

    Elle tutulur ilk işimdeki patronum, bilmem hatırlar mı, henüz patronum değilken ''Sen de herkeste olmayan kıymetli bir yetenek var, önsezi.'' demişti. Aslında bu kelimeden daha havalı bir şey söylemişti ancak o zamanlar aklım, kafamdan biraz daha yukarda olduğundan ne aklımda tutabilmişim, ne de bugünkü gibi idrak edebilmişim. 
Hissikablelvuku denilse boş gözlerle bakar his kelimesinden çıkarım yapmaktan öte gidemezmişim.

    Şimdi idrak etmekle kalmıyor, çok iyi biliyorum. Nörobilimci Dr. Micheal Gershon 98'deki kitabında açıklıyor; karnımızdaki fonksiyonel nöron bağ yapısını. Yani üçüncü beynimizi. Kalp beyni, kafa beyni ve karın beyni fonksiyonları. Yani; merhamet, yaratıcılık, cesaret. 

    İyi bir gözlemci olmak, izlemek ve izlerken hissetmek, analitik düşünebilmek ve önsezi: Yaptığım ve yapmak isteyeceğim her şeyde başarı.

      Ama bir atalet var ki, treni kaçırmışlık hissi ya da trene binsem de herkes gibi gireceğim çukurun bilinci... Hiç bir şeye duyulmayan tutku... Her şeyin basitliği ve her şeyin çirkin abartısı... Adımı bir yerlere yazdırmanın anlamsızlığı... Ve izlemenin; derin tutkusu, keyfi, gizemi... İzlemek ve görünenin ardındaki niyetleri sezmek. İzlemek ve içinden alay etmek. İzlemek ve daha çok bilmek. Belki de karın beynimin altında yatan; kişisel koruma, güvenlik hissi, sınırların cesaretimi baskılayacak kadar fazla olması.  

    Ne olduğu belirsiz bu sebeplerle; yapmamak. İkinci aşamaya asla tutunamamak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

gülmekten ölmek

Düşüyorum

Karınca Yuvası-1