Seninle film izlerken ben hep uyuyakalırdım. Kızardın bana ertesi gece film açarken, uyuma ama diye. Severdik öyle soğuk geceleri battaniyenin altında, önümüzde koca bir mısır kasesi ile geçirmeyi. 
Mısır bitince ben uyurdum. 
Film yarım saat oynadıktan sonra ben uyurdum. 
Hani sonradan gelir ya bazı sebepler. Hani hep vakit geçtiğinde sorgularız ya nedenleri. Şimdi şimdi sorguluyorum istemediğim halde neden uyuyup geceyi bitirdiğimi.
Bedeninden yayılan sıcaklık, kollarının arasındaki huzur, tenime değen nefesin. Ve güven. Nasıl uyumaz insan? Öylesine güvende hissederken nasıl gözlerini kapatıp teşekkür etmez hayata?
Şimdilerde uyuyamıyorum üstelik bu kez istediğim halde. Yatakta dönüp durmak yetmiyor yastığı ayak ucuma  koyup yatıyorum.
Film açıyorum yine uyurum diye. 
Bir film, iki film, üç film. 
Bitmiyor gece.
Kalkıp bir sigara yakıyorum bundan sonra uyuyacağım diye kendimi kandırarak. Sonra ışığı yakıyorum. 
Kedi uyanmış anlamış huzursuzluğumu. Gelip kucağıma yatıyor, seveceğim sevemiyorum. Bu bile seni hatırlatıyor. 
Zaman geçiyor, ben sebepleri sorguluyorum. Sonradan kafama dank edenleri, edecekleri. 
Sen? 
Sahi sen napıyorsun? 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Papatya Falının Son Yaprağı

gülmekten ölmek

Düşüyorum